13 Ekim 2014 Pazartesi

GÜNEŞ TUTULMASI VE DEPREM İLİŞKİSİ


Türkiye’de 1894 depreminden birkaç gün önce de güneş tutulması ayrıca 17 Ağustos 1999 depreminden önce de (13 Ağustos 1999) aynı göksel olayın olması bir gelişigüzellik olmamalıdır diye düşündü bir çok kişi. Son 8 Ekim 2005 Pakistan Muzafferabad depreminden (M= 7.6), 5 gün önce 3 Ekim 2005’de, 2004’de M=9 Sumatra depremin de  yine güneş tutuldu. Bu durum kuşkuları körükledi. Ancak, Newton çekim yasasına göre yer ile ay arasındaki etkileşim, güneşle olana göre 3 kat büyüktür. Yeri esnetecek böyle bir çekim, yerin deniz anası gibi büzülüp genişleyerek, oluşmakta olan bir depremi tetiklemiş olabilir mi? 7’den büyük depremlerin tetiklenmesinde bir uzaysal etkinin olup olmadığı kuşku uyandırmıştır.
Kimi araştırmacılar,
güneş tutulma kuşağının dalma-batma kuşakları ile etkin kırık çizgilerini kestiği yerlerde yaklaşık 15 ay sonra deprem olacağını vurgulamışlardır. Buradan kalkarak bu tutulma günlerini izleyen deprem oluşumlarını kanıt olarak göstermişlerdir. Ancak bu pek inandırıcı gelmemektedir.
Son yüzyılda olan depremlerle güneş tutulma günlerinin 6 gün öncesi ile 6 gün sonrası incelendiğinde uyuşumun % 45 olduğu, bunun 15 gün öncesi ile sonrasına genişletildiğinde uyuşumun %60’ı geçtiği görülmüştür (Kandilli Gözlemevi). Bu olayların bire bir yakıştırma için yeterli olmadığı daha çok bilgiye gereksinme vardır. Ancak uyuşumun azımsanmayacak oranda olması kuşkuyu arttırmıştır.
Depremi Uzay Etkiler mi?
Uzaydaki uydu ile gezegenlerin, ayrıca güneşin yerde yarattığı değişen oranlardaki bir esnetmesi vardır. Ancak uzaysal olayların deprem yarattığı kanıtlanmamıştır.
Uzay olayları deprem geliştirmemekle birlikte, bir yerde taşma düzeyine değin gerginlik birikimi varsa, yerde oluşturabileceği esnemeler sonucu, gerginliğin boşalmasına yardımcı olabilir. Açıkçası, kurulmuş depremin tetiğini çekebilir, ancak bir başına olmayan bir depremi tohumlamaz, deprem yaratmaz.
  
Ay- Yer İlişkisi
Yerin aydan uzaklığı 365 bin km. ile 407 bin km. arasında değişmektedir. Yerimiz Güneşten daha çok Ayın çekim etkisi altında bulunur; gel-git olayı bu etkinin belirgin bir sonucudur.
Ayın ortalama çapı; 3476 km. (Yerin ekvator çapının 0,272.5’i, Kütlesi; 73,4.1021 kg. (Yerin ,012.3’ü), Oylumu: 22.19.9 km3 (Yerin 0,020.3’ü), Ortamala Yoğunluğu: 3,34 (Su:1), Yüzey Sıcaklığı: +120-1800, Yüzeydeki Ortalama Atmosfer Basıncı: ~10-14 bar’dır.  Gök Davranışı verilerine bakarak Yer üzerine en büyük çekim etkisi Ay’ca yapılmaktadır. Oysa Güneş, çap olarak gözönüne alındığında Ay’dan 400 kat, kütle olarak da 27 milyon kat daha büyük olmasına karşın yalnızca uzaklığından dolayı Yer üzerine uyguladığı çekim etkisi Ay’ınkinden daha azdır. Toplam çekim etkisi 3 birim alındığında bunun 2 birimi Ay’a, 1 birimi Güneş’e ilişkindir. Bilindiği gibi Newton çekim gücü, cisimlerin kütlelerinin çarpımıyla doğru, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Gezegenler gözönüne alındığında bunların kütlelerinin küçük, uzaklıklarının büyük olması, Yer’e olan çekim etkilerini son derece küçük kılmakta, sonra hesaplarda gözardı edilebilir düzeyde bırakmaktadır.
Ay ile Güneş aynı doğrultuda bulunduklarında (çekimle merkezkaç güçlerinin doğrultularının çakışması) etkiyi en büyük yapar. Kaldı ki Yeniay ile Dolunayda deprem sayılarında bir yığılma görülmektedir.  Olağan ay konumunda günde yerde 8 ile 10 deprem olurken yeni ay ile dolunayda 25 ile 40 a çıkmaktadır.
Yerin uzaydaki çekim etkisiyle esnemesi olan gelgit olaylarının Ay’ın etkisiyle oluştuğunu, Güneş’in daha küçük gel-git olaylarına neden olduğu bilinmektedir. Ay ile Güneş’in bu etkisi yerçekimi gücüne bağlı olarak ortaya çıkar. Yer çekimi, gücü uzaklığa göre değişmeseydi gel-git olayları olmazdı: Çeken, çekilen kütleler arası uzaklık arttıkça yerçekimi azaldığı için gel-gitleri yaratan “Yırtma Etkisi” ortaya çıkar. Diğer gezegenlerin de gel-git yarattığı biliniyor, ancak bunlar önemsenmeyecek kadar küçüktür. Örneğin Venüs Ay’ın yarattığı gelgitin ancak yüzde 0, 0005’ini yaratır. Diğer gezegenlerin gücü bunun da altındadır. Tüm gezegenler bir doğru üzerinde sıralanmış olsalar bile etkileri ancak Ay ile Güneş’in toplamının yüzde 0,0006’sı oranında olur.
Daha bir çok yer içi fiziği olayları varki henüz bilim bunları bilmiş değil.

Büyük Deprem Sonrası Yerin Salınımı
Büyük depremler Yerde özgür salınımlar yaratırlar. Bu salınımlar uzun-dönemli deprem duyarlarla algılanabilir.
1952’de Kamçatka’da olan büyük deprem  Yerde 57 dakikalık özgür salınım oluşturmuştur. Yerdeki bu salınımlar birkaç gün ile bir hafta sürer  sonra söner. Bu süre içinde yeryuvarının bir yerinde taşma noktasına dek bir gerginik birikmişse, burada bir deprem tetiklenme ile boşalabilir. O nedenle yeryuvarının bir yerinde 7’den büyük deprem olmuşsa, yer yuvarı izleyen hafta içinde en az bir deprem oluşuna gebedir. Büyük depremle avkulanan yer, üç türlü özgür salınım gösterir.
a-     Şişme-Büzülme
b-    Mekik
c-     Burma
Birkaç dakikalık salınım dönemi olan bir deprem, Yer içinde, yaklaşık 400 km derindeki Üst Manto’ya değin etkiler, 50-55 dakikalık dönemler ise tüm Yeri 6372 km. derinliğe değin etkiler.
Salınımın dönemi Yerin yoğunluğuna ayrıca esnekliğine bağlıdır.


Yer  Gel-Giti
Yer ile ay ayrıca güneşin arasındaki çekimden oluşur. Ay’ın çekim gücü, deniz kitlelerinin Ay’ı yerle birleştiren eksen boyunca kabarmasına yol açar. Bu kabarma deniz düzeyinin alçalması, yükselmesi biçiminde ortaya çıkar. Bu alçalma ile yükselmeler günde iki kez birbirini izler. Öte yandan Güneş ile Ay, Yer ile bir dik açı oluşturacak duruma geldiklerinde en az gelim durumu ortaya çıkar. Gelgit,Yeryuvarının bir noktasında ötekine değişiklik gösterir. Ay ile güneşin Yere yaklaşması ile Yer iki dönemde büzülür.
T1 = Yarım günlük (12 saatlik) değişim
T2 = Tam günlük (24 saatlik) değişim
Bunlar, Yerin özgür salınım döneminden 10 kat daha uzun süreli olduğundan bu olay katı Yerin dengeli yamulması olarak da adlandırılır. Güneş çekimi,ise 0.46 Ay çekimi büyüklüğündedir. Tüm bu olaylar, az ya da çok yerin kırık yerleri üzerinde etkili olur.

Yeryamulma Ölçüleri
Deprem olmadan en az 3 ile 7 gün önce Yer yamulması %10 ile %25 oranında değişir. Bu durum depremin birkaç saat ile en çok bir hafta içinde olacağını gösterebilir.

Güneş Tutulması

Güneş, ay, yer yörüngelerinde bir düzeye geldiğinde, ay güneş ile yer arasına girdiğinde, ayın güneş ışınını kısmen yada bütünüyle kapatmasına güneş tutulması denir. Bu olay yılda en az iki kez olur. Güneşin bütünüyle örtülmesine bütün tutulma, bir bölümünün kapatılmasına bölüntülü tutulma, ayın yere en uzak olduğu konumda oluşursa, ortası karanlık dışı aydınlık bir ışın tekerleği oluştuğundan ilmekli tutulma denir. Yerin dönmesi nedeniyle, tutulma alanı yeryuvarında belli bir yerde kalmaz bir kuşak boyunca yer değiştirir ki buna tutulma kuşağı denir. Güneşin kapatılma oranına tutulma büyüklüğü, çevrenden yüksekliğine yükseklik açısı denir. Son 200 yıl içinde Marmara’ da    belirgin tutulma görülmüş olup 5 ile 6 yılda bir etkin tutulma gözlenebilir. 2006 Mart ayındaki tutulma kuşağı, Kuzey Anadolu Kırığını Amasya – Tokat dolayından geçecektir. 2030 yılındaki tutulma ise İstanbul’un üzerinden geçecektir. Bilim kişilerinden çok, basın bu konuyu diri tutmakta, karşılıklı şamata ortamı yaratmaktadır. Basın şimdiden 2006 tutulmasından yeni korkular üreterek,  gündem oluşturmak çabasındadır. Bunun için ilgili ilgisiz tüm bilim kişilerinin (?) düşüncelerini yansıtmaktadır. Peki ya olursa ne olur, gelin bir ona bakalım…


2006 Türkiye Tutulma Kuşağında Yerin Depreşme Özellikleri

2006 yılında beklenen tutulma kuşağı Türkiye’de Antalya Samsun çizgisinden geçecektir. Bu kuşağın keseceği Kuzey Anadolu Kırığının bir bölümü, Amasya- Tokat arasıdır. Bu kesimde bu güne dek boşalan depremlerin  simgesel özellikleri şöyledir:
      1. En büyük yıkıcı büyüklük; 7 – 7.3 Richter ölçeği
      2. Kırık boyu ; 50 ile 280 km.
      3. Yatay atım ; 1.5 ile 1.75 metre.
      4. Düşey atım ; 0.5 ile 1 metre.
      5. Gerginlik düşümü ; 15 ile 20 bar.
      6. Duruk sarsım kırıcı gücü (moment) ; 300 ile 2000 10**24 dyn.cm
      7. Derinlik 10 ile 15 km.
      8. Sarsıntı süresi ; 25 ile 30 saniye
      9. Yıkım gücü (şiddet) ; IX ile X
      10. Sıvılaşma uzaklığı ; 100 km
      11. Yerleşim alanına yakın olanların, ağır yaralayacağı yada göçerteceği yaklaşık yapı sayısı 12 ile 13 bin (Türkiye’deki yapı niteliğine göre)
      12. Devinebilecek kırıklar ; Kuzey Anadolu Kırığı (DB) ile Ezine Kırığı (K70B)
      13. Bu bölgede ki son büyük depremi ; 26 Kasım 1939 Ladik (M= 7.2)
      14. Bu bölgede büyük deprem oluşma aralığı ; 15 ile 140 yılda bir.

      15. Bu bölgede olmuş büyük depremler; Merzifon 7.2 1939, Amasya 5.4 1966, Sarıkaya 6.2 1940, Niksar 7 1942, Tokat 7.1 1916, Erbaa 7. 1942


SONUÇ

Uzayın bir öğesi olan yer yuvarı, evrenle sürekli etkileşen bir gezegendir. Bu etkileşimin boyutu, çeşitliliği; biçinin (fiziğin) bilinen yada bu gün için bilinmeyen ilkelerine göre olabilir. Yerin kapar (manyetik) alanının nasıl %6 sı uzay kökenli ise, nasıl Yer Ayın çekimi (gravitesi) ile sünüp, şişiyor, genleşip, sıkışıyor ise başka olaylarda yeri etkiliyor olabilir. Güneşin Yerde oluşturduğu Newton çekim gücü Ayın 1/3 ü oranındadır. Yer içindeki devinimlerin bir çoğu bugünkü jeofizik biliminin ulaştığı düzey ile bilinememektedir. Yapılan çalışmalar, Güneş tutulmaları ile Yerdeki büyük deprem ilişkilerinin %45 olduğunu göstermiştir. Bu oran %0 değildir. Bu konuda yeterinde çalışmamış, araştırmamış, bilimsel araştırmaların yeterli olmadığı bir konuda ilişkisi vardır/yada yoktur demek yanlış olur.  Peki yer içi biçiniyle ilgilenen, uzay ilişkilerine bakan, TV’de yüz gösterenler içinde  bir bilim adamı var mıdır diye sorarsanız, korkarım size yok diyeceğim.
KISALTILMIŞTIR - ALINTI

0 yorum:

Yorum Gönder

Paylaşımlar

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More